2024 yılına damga vuranlar: Kültür üzerinde en büyük etkiyi kim yaptı?

İşte Euronews Culture’ın 2024 Yılının Kişileri – Avrupa ve Küresel Kültürde bir yılı etkileyen ve tanımlayan en etkili isimler.

REKLAM

Euronews Culture ekibi, sinema, müzik, sanat, edebiyat, moda ve spor alanlarında 2024’ün en etkili isimlerini belirledi.

Avrupa’dan ve dünyadan yılın insanlarını seçmek için haftalarca süren değerlendirmeler sonucunda, kültürel alanlarında fark yaratan ve yılın ruhunu şekillendiren 12 figürden oluşan bir liste hazırlandı.

SİNEMA – Avrupa: Karla Sofia Gascon

2024, Karla Sofia Gascon’un yılıydı. Ve görünen o ki, 2025 de İspanyol aktris için oldukça parlak geçecek.

52 yaşındaki Gascon, Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Altın Palmiye ödülünü kazanan ilk trans kadın olarak tarihe geçti. Jacques Audiard’ın cesur ve heyecan verici kartel müzikali Emilia Perez’deki performansıyla Zoe Saldana, Selena Gomez ve Adriana Paz ile birlikte unutulmaz bir yapımda yer aldı.

Eleştirmenler, Audiard’ın müzikalin kitsch yönlerini derin duygusal anlarla dengeleme başarısını övdü. Gascon’un performansı ise “ekrandan taşan güç, acıma ve ciddiyet” ile özellikle dikkat çekti.

Ne yazık ki, bu tarihi zafer Fransız aşırı sağcı politikacı Marion Marechal gibi isimlerin nefret dolu söylemlerine hedef oldu. Ancak Gascon, Cannes’daki kabul konuşmasında bu öngörülen nefretle başa çıkmak için cesur bir mesaj verdi: “Emilia Perez gibi, hepimiz daha iyi insanlar olma fırsatına sahibiz. Peki ya siz?”

Fransa’daki LGBTQ karşıtı suçların yüzde 19 arttığını gösteren istatistikler, Gascon’un sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir umut sembolü olduğunu da kanıtlıyor. Şimdi gözler Altın Küre ve Oscar’da. Şüphesiz, Gascon’un yıldızı daha da parlamaya devam edecek.

SİNEMA – Global: Mohammad Rasoulof

2024 Cannes Film Festivali’nin unutulmaz anlarından biri, İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof’un “Kutsal İncir Tohumu” adlı filminin dünya prömiyeriydi. Rasoulof, İran’da aldığı ağır cezalara rağmen tehlikeli bir kaçış yolculuğu sonrasında Almanya’dan Cannes’a gelerek, ifade özgürlüğü adına tarihi bir duruş sergiledi.

Film, İran’daki 2022 “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarının gölgesinde geçen ve otoriter yönetimi eleştiren cesur bir yapım olarak dikkat çekti. Cannes’da Jüri Özel Ödülü’nü kazanan eser, 97. Akademi Ödülleri’nde Almanya adına En İyi Uluslararası Film kategorisinde yarışacak.

Rasoulof, “Baskıcı koşullar altında çalışan tüm sinemacılar bir gün özgürlüğe kavuşacak,” diyerek mücadeleye olan inancını vurguladı. Bu film, yalnızca İran’daki devlet baskısına bir pencere açmakla kalmıyor, aynı zamanda adalet ve sanat adına cesur bir eylem olarak öne çıkıyor.

MÜZİK – Avrupa: Charli XCX

2024, Charli XCX’in pop kültürüne hükmettiği yıl oldu. Yaz aylarında çıkan altıncı albümü “Brat,” sanatçıyı kült favori olmaktan çıkarıp yılın en büyük yıldızlarından biri haline getirdi.

15 rave esintili şarkıdan oluşan albüm, bir müzik eserinden çok, hedonist ve kaygısız bir yaşam tarzını temsil eden kültürel bir hareket yarattı. “Brat yazı” TikTok’tan memlere ve moda dünyasına kadar yayıldı. Asker botları, kireç yeşili detaylar ve Charli’nin viral “kamala IS brat” tweet’iyle “Brat” estetiği, pop kültürüne damgasını vurdu.

Ariana Grande ve Billie Eilish gibi isimlerle işbirliklerini içeren remix albüm ise Charli’nin yükselişini hızlandırdı. Özellikle Billie Eilish ile yaptığı Guess, İngiltere’de zirveye yerleşti. Albüm, Charli’ye yedi Grammy adaylığı getirirken, Brat kelimesi Collins English Dictionary’de Yılın Kelimesi seçildi.

MÜZİK – Global: Chappell Roan

2024, Chappell Roan’ın pop yıldızlığına kesin adım attığı yıl oldu.

Missouri doğumlu 26 yaşındaki şarkıcı, alev kırmızısı saçları, turkuaz göz farı ve camp pop marşlarıyla kültürel sahnede bir anda patladı. 2023 tarihli çıkış albümü The Rise and Fall of a Midwest Princess, 2024’te büyüyerek Billboard Vinyl Albums listesinde zirveye ulaştı, İngiltere listelerinde 1 numara oldu ve ABD resmi listelerinde 2. sıraya yerleşti. Bu başarıyla Roan, birçok Grammy adaylığı kazandı ve MTV Müzik Ödülleri’nde En İyi Yeni Sanatçı ödülünü aldı. Kabul konuşmasında ise ilhamını drag sanatçılarına ve queer topluluğa ithaf etti.

REKLAM

Chappell Roan’ın sahne adı, merhum büyükbabası Dennis Chappell ve Marty Robbins’in The Strawberry Roan şarkısından esinleniyor. Yıllarca müzikle haşır neşir olan Roan, Coachella’daki çarpıcı performansıyla kariyerinde sıçrama yaptı ve büyük isimlerden övgüler topladı. “Ben sizin en sevdiğiniz sanatçının en sevdiği sanatçısıyım,” diyerek drag kraliçesi Sasha Colby’ye selam gönderen Roan, Adele’den Elton John’a kadar birçok hayran kazandı.

Ancak Roan, sadece müziğiyle değil, toksik internet davranışlarına karşı açık sözlü duruşuyla da dikkat çekti. TikTok’taki cesur açıklaması, hayranlık sınırlarını sorgulayan bir çağrı niteliğindeydi: “Ürkütücü davranışlara hayır demeye hakkım var, tamam mı?”

SANAT – Avrupa: Maurizio Cattelan

Maurizio Cattelan’ın tartışmalı eseri Komedyen, bu yıl sanat dünyasında yeniden sahne aldı ve absürtlüğün sınırlarını zorladı. 2019’da duvara bantlanmış bir muz olarak 120.000 dolara satılarak gündem olan eser, Kasım 2024’te Sotheby’s müzayedesinde tam 6,2 milyon dolara (214,28 milyon Türk Lirası) alıcı bularak yeni bir rekor kırdı.

Kazanan, kripto para girişimcisi Justin Sun oldu. Ancak Sun, sadece eseri satın almakla yetinmedi; Hong Kong’da düzenlediği bir basın toplantısında muzu yiyerek sanat ve kripto dünyası arasında çarpıcı bir paralellik kurdu. Bu provokatif hareket, soyut kavramlarla ticaret yapan iki sektörün değer anlayışını sorgulattı.

REKLAM

Cattelan’ın eseri, basitliğiyle alay konusu olsa da sanatın, şöhretin ve tüketim kültürünün özüne dair önemli sorular sormaya devam ediyor. Komedyen, gösterişin özden üstün tutulduğu bir dünyada değer kavramının ne kadar keyfi olabileceğini gözler önüne seriyor.

SANAT – Küresel: Archie Moore

Venedik Bienali’nde Bir İlk: Archie Moore Altın Aslan Ödülünü Kazandı

Avustralyalı sanatçı Archie Moore, 2024 Venedik Bienali’nde En İyi Ulusal Katılım dalında Altın Aslan ödülünü kazanarak hem tarih yazdı hem de İlk Milletler tarihine ışık tuttu. Avustralya’nın 130 yıllık Bienal tarihinde bu prestijli ödüle ilk kez layık görülmesi, Moore’un güçlü enstalasyonu kith and kin ile mümkün oldu.

Kamilaroi, Bigambul ve Britanya kökenlerini birleştiren bu eser, sanatçının soy ağacından başlayarak 65.000 yıllık bir tarihi kapsayan geniş bir soy haritasını tebeşirle çiziyor. Aynı zamanda, Aborijin halklarının maruz kaldığı adaletsizlikleri ve süregelen kayıpları da gözler önüne seriyor. Beyaz bir masada sergilenen, yüzlerce önlenebilir ölümün kayıtları ve 1991’deki kraliyet komisyonundan bu yana 557 Aborijin ölümünü belgeleyen redakte edilmiş raporlar, eserle izleyicilere güçlü bir mesaj iletti.

REKLAM

Moore, ödülü kazandıktan sonra şunları söyledi: “Altın Aslan’a layık görülmek benim için büyük bir onur ve ayrıcalık. Ancak bunun yanında Yolŋu Elder Naminapu Maymuru-White’ın hediye ettiği altın baykuş ve Avustralya Pavyonu’ndaki halk performansı da benim için çok anlamlıydı.”

Sanatçının başarısı burada bitmedi. Moore, Queensland Teknoloji Üniversitesi’nden Fahri Doktora aldı ve kabul konuşmasında İlk Milletler halklarının eğitime erişiminin önemine dikkat çekti: “Eğitim, annemin ve ailesinin sahip olamadığı bir şeydi. Bu yüzden yüksek öğrenim görmeleri için İlk Uluslar halklarına çağrıda bulundum.”

EDEBİYAT – Avrupa: Sally Rooney

İrlandalı romancı Sally Rooney, daha 30’una bile gelmeden, yüz binlerce kopya satan ve her ikisi de BBC’nin hit dizilerine uyarlanan “Conversations with Friends” ve “Normal People” romanlarıyla dünya çapında bir sansasyon yarattı.

Modern ilişkileri, ergenlik dönemini ve sosyal sorunları samimi bir şekilde tasvir eden Rooney, Jane Austen ile karşılaştırılarak yeni bir edebiyat dalgasının poster çocuğu olarak ortaya çıktı.

REKLAM

Yine de bu hızlı yükselişin eleştirmenleri de yok değil. Bazıları onun çalışmalarını duygusal ve entelektüel açıdan sığ bularak reddetti ve sadece “Snapchat nesline” hitap etmekle suçladı. Ancak bu yıl, bilindik alanından uzaklaştı ve eleştirmenlerinin çoğunu haksız çıkardı.

Dördüncü romanı “Intermezzo” yazarlığında yeni bir evrime işaret ediyor. Kitap, babalarının ölümüyle boğuşan iki kardeşin, Peter ve Ivan Koubek’in dokunaklı hikayesini anlatıyor. Büyük bir heyecanla beklenen roman, yılın en çok konuşulan edebiyat olaylarından biri oldu ve felsefi derinliği ve üslup çeşitliliğiyle büyük övgü topladı.

Rooney, Avrupa’nın en etkili çağdaş yazarlarından biri olarak statüsünü sağlamlaştırmanın ötesinde, platformunu Filistin davalarını sürekli olarak savunmak için de kullandı. Bu yılın başlarında, 1.000’den fazla yazar ve yayıncılık profesyoneli ile birlikte, “Filistinlilerin haklarının ihlal edilmesinde suç ortağı” olduklarını düşündükleri İsrailli yayıncılar veya festivallerle çalışmama sözü verdi.

EDEBİYAT – Küresel: Richard Flanagan

Richard Flanagan, 2024 yılı itibarıyla Baillie Gifford Ödülü’nü kazanarak edebiyat dünyasında nadir görülen bir başarıya imza attı. Avustralyalı yazar, hem Baillie Gifford hem de Man Booker Ödülü’nü kazanan tek kişi olarak tarihe geçti. 2014 yılında “The Narrow Road to the Deep North” adlı eseriyle Man Booker ödülünü kazanan Flanagan, on yıl sonra “Question 7” adlı eseriyle Baillie Gifford Ödülü’nü kazandı. Bu başarı, onu kurgu ve kurgu dışı dallarda İngiltere’nin en büyük edebiyat ödüllerine sahip tek kişi yapıyor.

REKLAM

Ancak Flanagan’ı Yılın Kişileri listesine taşıyan sadece bu çifte zafer değil. Baillie Gifford’un petrol endüstrisindeki yatırım bağlantılarına karşı durarak, 50.000 Sterlinlik ödülü reddetmesi de büyük bir adım oldu. Flanagan, törende yaptığı konuşmada, fosil yakıtların ülkesini nasıl etkilediğini anlatmak için Baillie Gifford’un yönetim kuruluyla konuşmaya istekli olduğunu belirtti. Bu hareketi, sadece edebi başarısı ile değil, aynı zamanda kurumsal sanat yıkamasına karşı durduğu için de takdir ediliyor.

Flanagan, büyük bir yazar olmanın ötesinde, sanatı ve etik değerleri arasındaki dengeyi cesurca koruyan bir figür olarak, edebiyat dünyasında önemli bir ses oluşturdu. Onun bu yılki başarıları, sadece kelimeleriyle değil, aynı zamanda yaptığı kişisel fedakârlıklarla da dikkat çekiyor.

MODA – Avrupa: Daniel Craig

James Bond’un efsanevi yüzü, İngiliz aktör Daniel Craig, 2024 yılında sadece sinemada değil, moda dünyasında da büyük bir etki yarattı. 007 rolündeki şıklığına aşina olanlar, Craig’in bu yılki moda yolculuğunda bambaşka bir yüzünü keşfetti.

56 yaşındaki Craig, katıldığı galalar ve defilelerde kruvaze takımlardan sarı gözlüklere, renkli vintage süveterlerden retro tasarımlara kadar her şeyi denedi. Bu cesur adımlar, onun klasik Bond tarzından önemli bir sapmayı işaret ederken, sınırları zorlayarak yeni bir moda ikonu olma yolunda ilerledi.

REKLAM

Craig’in Loewe markasıyla gerçekleştirdiği işbirliği, aktörün deneysel moda alanına girdiğini gösteriyor. Yeni uzun saçlarıyla dikkat çeken Craig, bazen dağınık ama her zaman eğlenceli bir tarz sergileyerek, erkek modasında geleneksel normlara meydan okuyor.

Klasik, şık görünümün ötesine geçerek, cesur kombinasyonlar ve sıradışı stillerle karşımıza çıkan Craig, modanın kalıplarını kırmaya devam ediyor. James Bond’un temiz kesimli, sert imajından çok uzaklaşarak, daha eğlenceli ve özgür bir stil benimsedi.

Daniel Craig’in bu tarz yolculuğu, modada yenilik arayanlar için ilham verici bir örnek oluşturuyor.

MODA – Küresel: Alex Consani

21 yaşındaki Amerikalı model Alex Consani, son iki yılda modanın sınırlarını aşarak hem podyumlarda hem de zihinlerde değişimin simgesi haline geldi. IMG Models ile sözleşme imzalayan en genç trans model olan Consani, 2023’te Victoria’s Secret Fashion Show’da podyuma çıkan ilk trans modellerden biri olarak tarihe geçti.

REKLAM

Consani, sadece modellikteki başarısıyla değil, aynı zamanda @captincroook adlı TikTok hesabıyla da dikkat çekiyor. Dört milyondan fazla takipçiye sahip olan hesap, dünyanın en çok talep gören modellerinden birinin samimi ve eğlenceli bir portresini sunuyor.

2024 İngiliz Moda Ödülleri’nde “Yılın Modeli” seçilen Consani, bu ödülü kazanan ilk trans kadın olarak bir başka ilke imza attı. Kabul konuşmasında, sektörde kapsayıcılık ve destek konularında daha fazla adım atılması gerektiğini vurguladı.

Zaferi, sosyal medyada hem övgü hem de tepkiyle karşılandı. Ancak Consani’nin başarısı, transfobik tepkilerden çok daha güçlü bir mesaj verdi: moda dünyası değişiyor ve kapsayıcılık konusunda önemli bir dönüşümün eşiğinde.

SPOR – Avrupa: Aurélie Aubert

Fransız Paralimpik sporcusu Aurelie Aubert, boccia dalında kazandığı altın madalyayla 2024 Paris Paralimpik Oyunlarının en parlak isimlerinden biri oldu. Serebral palsi ile yaşayan 27 yaşındaki sporcu, hassasiyet gerektiren bu top sporunda Fransa’ya tarihindeki ilk Paralimpik boccia madalyasını kazandırdı.

REKLAM

Boccia kariyerine 2010’da başlayan ve uluslararası sahneye 2023 Avrupa Boccia Şampiyonası’nda çıkan Aubert, 8 Eylül’deki zaferiyle hem kariyerinin hem de ülkesinin spor tarihinin dönüm noktalarından birine imza attı. Altın madalya anında yüzündeki mutluluk ve sahadaki duygusal atmosfer, oyunların en unutulmaz anları arasında yer aldı.

Oyunların kapanış töreninde Fransız delegasyonunun bayrak taşıyıcısı olarak onurlandırılan Aubert, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Legion d’honneur nişanına layık görüldü.

Aubert, bu zaferinin boccia sporuna daha fazla dikkat ve kaynak kazandıracağını umuyor. “Hiçbir spor kimseye kapalı olmamalı,” diyen Aubert, azmi ve başarısıyla yeni nesil Paralimpik sporculara ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

SPOR – Küresel: Simone Biles

Jimnastik dünyasının efsanevi ismi Simone Biles, 2024 Paris Olimpiyatlarında yalnızca madalyalarıyla değil, sergilediği ruh ve azimle de iz bıraktı. Yedi kez Olimpiyat Altın madalyası sahibi olan Biles, bu yıl kazandığı üç altın ve bir gümüş madalyayla tarihte en çok madalya kazanan kadın jimnastikçilerden biri olarak yerini sağlamlaştırdı.

REKLAM

Ancak Biles’in başarısını unutulmaz kılan yalnızca sayılar değil. Tokyo 2020’de yaşadığı twisties nedeniyle spora iki yıl ara veren Biles, fiziksel ve zihinsel sınırlarını yeniden keşfederek 1950’lerden bu yana ABD jimnastik takımına seçilen en yaşlı kadın oldu. Bu zorlu süreç, Netflix’in “Simone Biles: Rising” belgeselinde gözler önüne serildi.

Parlak kostümleri, zarif teknikleri ve büyüleyici kararlılığıyla 27 yaşındaki Biles, yalnızca sporda değil, hayatın her alanında ilham kaynağı. Ruh sağlığına verdiği önemi ve zorluklarla başa çıkma yöntemlerini açık yüreklilikle paylaşarak, hevesli sporcular için bir rehber olmaya devam ediyor.

Simone Biles, 2024’te yalnızca bir spor yıldızı değil, azmin, dayanıklılığın ve insan ruhunun gücünün simgesi olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir