Usta fotoğrafçı Ara Güler’in yeni retrospektif sergisi “İstanbul Uyanıyor”

Bu haberin orijinal dili İngilizce idi.

“İstanbul Uyanıyor” sergisi, İstanbul’un geceden gündüze, gündüzden geceye dönüşümünü ünlü foto muhabiri Ara Güler’in objektifinden belgeliyor.

REKLAM

“Titreyen su buruşmuş deriye benzer,

İlk vapurun yolcusu merdivenlerden iniyor,

Bir tramvay eski köprüyü uyandırıyor…”

Ara Güler’in Beyoğlu Güler Apartmanı’ndaki karanlık odasında ürettiği baskılar, kişisel kameraları, büyütücü ve diğer karanlık oda ekipmanlarının yer aldığı “İstanbul Uyanıyor” sergisi, Doğuş Grubu Ara Güler Müzesi’nde İstanbul’a geniş bir bakış açısı sunuyor.

Macaristan ve Katar’da retrospektif sergileri gerçekleşen usta foto muhabiri Ara Güler’in İstanbul’daki yeni retrospektif sergisi, adını sanatçının 1946 yılında 18 yaşındayken yazdığı “İstanbul’da Sabah” adlı kısa metninden alıyor.

Kısa metinde, “Kadıköy vapurunu, Boğaz’dan gelen Büyükdere vapuru izledi ve böylece İstanbul yeniden doğmaya ve gündelik hayatını yaşamaya başladı.”

Bu nedenle sergi, Sultanahmet, Eminönü, Haliç, Galata, Taksim, Polonezköy, Paşabahçe, Ayvansaray’dan Arnavutköy’e kadar İstanbul’un ikonik ve tarihi mekanlarının arşivlerinden bir efemera koleksiyonu sunuyor. Sergilenen fotoğrafların yarısı ilk kez Ara Güler arşivinden geliyor.

Güler, İstanbul’u fotoğraflayarak şehrin yalnızca fiziksel bir mekanını belgelemekle kalmadı, aynı zamanda ruhunu da yakaladı. Bu anlamda “İstanbul Uyanıyor”, şehrin geceden gündüze, gündüzden geceye dönüşümünü kaydeden bu ustalığın bir kanıtıdır.

Fotoğraflar sadece İstanbul’un tanıdık silüetlerine değil, geceyi sabaha bağlayan yalnız saatlerin sessiz anlarına da bir bakış sunuyor. Şehrin uyanışını inceleyen bu fotoğraflar, İstanbul’un ilk saatlerinin izini sürerken aynı zamanda sakinlerinin iç yolculuğuna da gönderme yapıyor. Gün ışığı şehri yavaş yavaş uyandırırken gecenin ilerleyen saatlerinde fısıltıya dönüşen sesler yeniden yükselmeye başlıyor ve şehir gündelik hayatın gürültü ve karmaşasına geri dönüyor.

Ara Güler Müzesi öncelikle arşiv niteliğinde olsa da aynı zamanda bir fotoğraf müzesidir. Bu bağlamda karanlık odanın, fotoğraf tekniklerinin ve fotoğrafın genel olarak ele alınması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle Ara Güler’in karanlık odasında yaptığı baskıların sergilenmesi sergiye heyecan verici bir boyut katıyor. Müzede, Ara Güler’in negatiflerinin bulunduğu zarflar ve karanlık oda ekipmanları başta olmak üzere fotoğrafla ilgili birçok obje ve belge sergileniyor.

Beyoğlu’ndaki ofislerde baskıların özenle saklanması için özel fotoğraf kutuları kullanıldı ve baskılar zarar görmemesi için üst üste istiflendi. Ara Güler, uluslararası fotoğrafçı ve gazeteci olarak sık sık seyahat ediyor ve bu sayede çok çeşitli materyallere ulaşabiliyordu. Bu dönemde çağdaşlarıyla arşivleme tekniklerini geliştirmek ve eserlerinin gerektiği gibi korunmasını sağlamak için tartışmalara girdi. Arşivleme konusundaki bu titiz yaklaşım müzedeki sergilere de yansıyor.

Sergide ayrıca Ara Güler’in karanlık odası ve çalışma ortamına ait farklı yıllara ait fotoğraflardan oluşan kolajlar da yer alıyor.

Sergide ayrıca sanatçının Beyoğlu’ndaki karanlık odasının rekonstrüksiyonu da yer alıyor. Bu rekonstrüksiyon, ziyaretçilere ekipmanların detaylı bir incelemesini ve kimyasallar ve süreçlerle ilgili el yazısıyla yazılmış notları sunuyor.

Müze, ziyaretçilere karanlık oda teknikleri ve ekipmanlarına yakından ilgi gösteriyor.

Ziyaretçiler, sergiyi gezerek bir fotoğrafın baskıya nasıl dönüştüğünü, bu sürecin ne kadar sürdüğünü ve tüm bunların ardındaki büyüyü daha iyi anlayabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir