Hanımların ve asil erkeklerin gölgesinde kalan kadınlar, yüzyıllardır süren sessizliğin intikamını almaya geliyor.
Şu ana kadar bodrumlarda, çamaşırhanelerde ve mutfaklarda saklanıyorlardı. Fısıldayarak konuşuyorlardı. Herkes hakkında her şeyi biliyorlar. Artık hikayeyi anlatmak Gurur ve Önyargı’nın yardakçılarına kalmış!
Isobel McArthur’un popüler Jane Austen uyarlaması Gurur ve Önyargı bir nevi Türkiye’de ilk kez, yönetmenliğini Murat Daltaban’ın yaptığı, başarılı performanslarını ise Birce Akalay, Nergis Öztürk, Özge Özberk, Ayşegül Uraz, Kardelen Arpacı’nın üstlendiği yapım.
Jane Austen’in en sevilen romanlarından biri olan Gurur ve Önyargı defalarca “anlatıldı”. Bazen beyaz perdede, bazen ekranlarda, modern zamanlarda ise yayın platformlarında… Ancak “gölgede kalanların” ölümsüz hikâyesini daha önce hiç duymamıştık… Şimdi “Kadınların ve Hanımların Gölgesinde Olan Kadınlar” soylular bir asırlık sessizliğin intikamını almaya geldiler.”
Oyunun başında, “hizmetkarlar” çoğu zaman gözden kaçan ama asla inkar edilemeyecek hikayeye katkılarını güzel bir şekilde özetliyorlar. Ancak oyun ilerledikçe başlığın “*bir şey” kısmının kilit nokta olduğunu görüyoruz: Hizmetkarların hikayeyi anlatması da eşi benzeri görülmemiş bir keyif katıyor ve Benim gibi aşıklar için ana hikayeye ender rastlanan bir arka plan oluşturuyor.
Her ne kadar Austen’in sinsi hicvi yerine modern çağa ayak uyduran komik unsurlar kullanılsa da eser kitabın özünü yakalamayı başarıyor.
Geçtiğimiz hafta ilk gösterimini yapan gösteri dakikalarca ayakta alkışlandı. BKM ve DOT ortak yapımcılığını üstlendiği gösteri, DOT sanat yönetmeni Murat Daltaban yönetimindeki Maximum Uniq Salonu’nda sahnelendi.
İki perdelik oyun, Regency dönemi İngiltere’sinde geçiyor ve Austen’in unutulmaz hikayesini arka planda çalışan beş hizmetçinin gözünden anlatıyor.
“Gurur ve Önyargı* (* Gibi Bir Şey)” çevirisini Erdem Avşar, set tasarımını Burak Etöz, müziklerini Oğuz Kaplangı, kostümlerini Tomris Kuzu, ışık tasarımını Cem Yılmazer, koreografisini Tan Temel ve müziklerini Müge Oskay üstleniyor.
Dekor kullanımı son derece iyiydi ve çoğunlukla erkek karakterler de dahil olmak üzere birden fazla karakteri canlandıran aktörler gösteriye derinlik ve dinamizm kattı. Eğlenceli şarkılar ve dansların eşlik ettiği sahneler izleyenlere keyifli anlar yaşattı.
Oyuncuların birbirleriyle uyumu ve sahneden taşan enerjileri olağanüstüydü.
Birce Akalay, asi ve keskin dilli Elizabeth Bennett’e zarif bir masalsı silüet kazandırsa da keskin dilinden pek bir şey kaybetmiyor. Nergis Öztürk hem Anne Bennett hem de Darcy rollerinde kendini kanıtlamayı başarıyor.
Özge Özberk, Charles Bingley ve onun züppe kız kardeşi Caroline Bingley rolünde parlıyor. Ayrıca Elizabeth’in arkadaşı Charlotte Lucas rolünde unutulmaz bir performans sergiliyor. Tek arkadaşı Elizabeth ile arasındaki gizli cinsel gerilim, Charlotte’u kitaptakinden çok daha gizemli hale getirirken, Özberk bu derinliği izleyiciye başarıyla yansıtıyor.
Kardelen Arpacı ve Ayşegül Uraz canlandırdıkları karakterlerin tamamında oldukça başarılılar. Özellikle “Hepimizin hanımı Darcy Ana” rolünde Uraz’ın hakkının verilmesi gerekiyor. Çünkü bu pek sevimsiz karaktere bizi yüksek sesle güldürmeyi başardı.
Elizabeth’in çok esprili babasının bir çam ağacı olması şüphesiz beni en çok güldüren şeylerden biriydi. Normalde aile işlerinden uzak duran ve eşine karşı tamamen kayıtsız kalan Bay Bennet’in bir çam ağacı tarafından “canlandırılması” etkisini asla kaybetmeyen bir şaka iken Bayan Bennett’in tek yönlü iletişimi ve monologları son derece hoşuma gidiyor onunla eğlenceli.
Genel olarak komedide pek çok erkeğin endişeli, kibirli, korkak veya beceriksiz olduğunu görüyoruz. Ve genellikle bu durumlardan kadınların yardımıyla çıkıyorlar ya da kadınların alaycılığına maruz kalıyorlar. Bu, Austen’in 200 yıllık romanının satırları arasına gizlenmiş feminist notlara daha güçlü bir tat kazandırdı.
Son olarak oyunun müzikleri konusunda kafam biraz karıştı. Orijinal oyundaki romantik pop karaoke şarkılarının tadı farklı olsa da buradaki şarkıların sözleri ve ritimleriyle son derece tatlı olduğunu kabul etmek gerekir. Beş oyuncunun muhteşem enerjisi ve dans gösterileri de sahneye renk katıyor.
Gösteri, 13, 14 ve 20 Ocak 2025 tarihlerinde Maximum Uniq Hall’da tiyatroseverlerle buluşmaya devam edecek.